Bir şiir okur içlenirsin. Şair, senin içindeki duyguları dile getirmiştir. Bu şiirin kahramanı benim dersin.
Bazı şairler aşk için neler yazmışlar? Neler yapmışlar? Neler yapılmaz ki?
Vazgeçilir.
O'nun dışındaki her şeyden. Arkadaştan, dosttan, eşten...
O'na bazı şairler gülüm der. Sonra gül solduğu için yaptığın benzetmeyi beğenmez. Sen ise Mona Rosa'm dersin.
Çoğu şair “canım, cananım” der. Canını yoluna feda etmek için. Yola devam edersin. Seslenirsin O'na:
"...
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
..."
Sonunda kavuşmak günü yaklaşır. Her dakika... Her saniye... Sevgiliye bir adım daha yaklaşırsın.
Sevgili sana bakmasa da... Seni görmese de... Duymasa da...Peki nedir bu keder, içini yakan sızı? Bu yolculuk bu hasret nedir? Ne zaman son bulacak? Son bulacak... Son yolculuktan sonra. Çıktın şimdi son yolculuğuna.
Kavuşacaksın.
En sevgili sana aguşunu açmış bekleyecek. Yollarında tozlanmış kıyafetlerinle kapanacaksın ayaklarına. Başlayacaksın af dilemeye. Şikayet etmeyeceksin geride kalanlardan.
Kavuşacaksın.
Ve unutacaksın O'ndan ayrı geçen günlerin hüzünle sararan takvim yapraklarını.
Sesleneceksin tekrar:
"...
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili"
"Sürgünüm sona erdi. Sana geldim." diyeceksin.
Dünya sürgünü sona eren Sezai Karakoç'a rahmetle...
16.11.2021
Henüz hiç yorum yok :(